18 Mayıs 2013 Cumartesi

Ömer Hayyam

Ömer Hayyam

18 Mayıs 1048 yılında doğmuş İranlı şair, filozof, matematikçi ve astronom.
Nişabur'ludur.  Hayatı, gençlik yılları kesinlikle bilinmemekle birlikte eserlerinden, hayatıyla ilgili olayları anlatan bazı kitaplardan, mantık, felsefe, matematik ve astronomi konularında çalıştığı, bu alanlarda düzenli bir öğrenim gördüğü anlaşılmaktadır. Çadırcı anlamına gelen "Hayyam" takma adını babasının çadırcılık yapmasından aldığı varsayılmaktadır.
Nizamülmülk
Nizamülmülk ve Hasan Sabbah ile çağdaştır. Okul arkadaşı oldukları yönünde bir rivayet olsa da, kronoloji dikkate alındığında bu pek mümkün olmamakla beraber bir dönem Selçuklu sarayında yollarının kesişmiş olması pekala olasıdır. 
Gerek Hayyam’ın zamanında, gerek sonarki çağlarda yazılan kaynaklarda çağının bütün bilgilerini edindiği, o alanlarda derin tartışmalara girdiği, fıkıh, ilahiyat, kıraat, edebiyat, tarih, fizik ve astronomi okuttuğu yazılıdır. Ebu’l Hasan Ali El-Beyhaki onun çok bilgili bir kimse olduğunu, fakat müderrislik hayatının pek başarılı olmadığını bildirir. Ayrıca Zemahşeri ile uzun boylu tartışmalara giriştiğini, onun derslerine bile devam ettiğini, Zemahşeri’yi, bilgi bakımından beğendiğini yazar. Geçmişte yaşamış birçok ünlünün aksine Ömer Hayyam'ın doğum tarihi günü gününe bilinmektedir. Bunun sebebi, Ömer Hayyam'ın birçok konuda olduğu gibi takvim konusunda da uzman olması ve kendi doğum tarihini araştırıp tam olarak bulmasıdır.
Dünyanın ilk rasathanesini kurmuştur. Günümüzde kullanılan Miladi ve Hicri Takvimlerden çok daha hassas olan Celali Takvimi'ni hazırlamıştır. Okullarda Pascal Üçgeni olarak öğretilen matematik kavramı aslında Ömer Hayyam tarafından oluşturulmuştur. Matematik, astronomi konularında dünyanın önde gelen bilim adamlarındandır.
Hasan Sabbah
Melikşah
Hayyam’ın fizik, metafizik, matematik, astronomi ve şiir konularında değişik eserleri vardır. Bunlar arasında İbn-i Sina’nın Temcid (Yücelme) adlı eserinin yorum ve tercümesi de yer alır. Zamanında, bir bilgin olarak ün kazanan Ömer Hayyam’ın edebiyat tarihindeki yerini sağlayan, sonraki yüzyılarda da doğu islam dünyasının en büyük şairlerinden biri olarak anılmasına yol açan Rubaiyat’ıdır. Pek çok Rubai ünü sebebiyle Hayyam'ınkiler ile karıştırılmıştır, bilinen kadarıyla Rûbailerinin sayısı 158'dir. Fakat kendisine mal edilenler binin üzerindedir. İran ve doğu edebiyatında rubai türünün kurucusu sayılır. Oldukça kolay anlaşılan, yumuşak, akıcı, açık ve seçik bir dil kullanır. Şiirlerinde gerçekçidir. Yaşadıkları, gördüklerini, çevresinden, zamanın gidişinden aldığı izlenimleri yapmacıklığa kapılmaksızın, olduğu gibi dile getirir. 
Zemheri
Pascal Üçgeni
Ona göre, gerçek olan yaşanandır, dünyanın ötesinde ikinci bir dünya yoktur. İnsan, yaşadıkça gerçektir, gerçek ise yaşanandır. En şaşmaz ölçü akıl ve sağduyudur. İnsan bir akıl varlığıdır. Gerçeğe ancak akıl yolu ile ulaşılabilir. Onun şiirinde zamanın haksızlıkları, softalıkları, akıl almaz saçmalıkları ince, alaylı, iğneleyici bir dille yerilir. Dörtlüklerinin konusu aşk, şarap, dünya, insan hayatı, yaşama sevinci, içinde bulunduğumuz geçici dünyanın tadını çıkarma gibi insanla sıkı bir bağlantı içinde bulunan gerçek eylem ve davranışlardır. Şiirlerinde işlediği konulara, çokluk felsefe açısından bakar. Aşk, sevinç, hayatın tadını çıkarma, Hayyam'a göre vaz geçilmez insan duygularıdır, insan hayatının ana dokusu bunlarla örülüdür. Bazı dörtlüklerinde filozofça derin bir sezgi, açık ve seçik bir insan severlik duygusu, gösterişten, aşırılıktan uzak bir yaşama anlayışı görülür. Ayrıca Ömer Hayyam için tarihteki ilk bilinen savaş karşıtı eylemci yakıştırması da yapılmaktadır.
Hayatı boyunca ilim merkezi sayılan Semerkant, Buhara, Isfahan gibi bir çok yere yaptığı yolculuklardan sonra 4 aralık 1131 yılında, memleketi Nişabur'da vefat etmiştir.





17 Mayıs 2013 Cuma

Henri Barbusse

Henri Barbusse
17 Mayıs 1873 tarihinde Fransa  Asnières-sur-Seine'de doğmuş, 30 Ağustos 1935'te Moskova'da ölmüş olan Fransız komünist romancı, şair ve gazeteci. Clarte akımının öncüsüdür ve Türk aydınlarından başta Şefik Hüsnü Değmer olmak üzere bir çok sosyalist aydını derinden etkilemiştir.

Henri Barbusse orduda iken
Fransız bir baba ile İngiliz bir annenin oğluydu. Küçük bir yerleşim yerinde doğdu ve büyüdü ama 1889'da 16 yaşındayken Paris'e gitti. 1914 yılında, 41 yaşındayken Fransız ordusuna girdi ve I. Dünya Savaşı'nda Almanya'ya karşı bu orduda hizmet etti. Akciğer hastalığı ve dizanteri yüzünden ayrılana kadar on yedi ay boyunca askerlik yaptı. I. Dünya Savaşı sırasında onun tecrübelerinin temel alındığı, Le Feu (Ateş) isimli romanının 1916'da yayınlanmasıyla üne kavuştu. Ocak 1918 gibi Fransa'dan ayrılarak Moskova'ya hareket etti. Orada Rus bir kadınla evlendi ve Bolşevik Partiye katıldı. Rus Devrimi sırasında Fransaya döndü ve 1923 yılında Fransız Komünist Partisi'ne katıldı ancak Rus Devrimi'nin Barbusse üzerinde büyük bir etkisi oldu ve Sovyetler Birliği'ne geri döndü. 1927'de Brüksel'de oluşturulan Emperyalizme Karşı Birliğe üye oldu. 
Romain Rolland

Romain Rolland'ın arkadaşı ve Clarté'ın editörüydü. Proletkult ve Sosyalist Gerçekçiliğe benzer, Proletarya edebiyatını tanımlamayı denedi. Barbusse, bir Stalinistdi ve 1936'da Josef Stalin'in Staline. Un monde nouveau vu à travers un homme başlığıyla biyografisini yazdı. Kitap, Sovyet kişilik kültünün batılı bir eşdeğeri ve Barbusse'ün daha önce arkadaşı olan, Sovyet devletininin eleştirisini yapan Romen yazar Panait Istrati'ye karşı şiddetli bir baskı kampanyasını ifade eder.
Panait İstrati
Barbusse Esperantistti ve Sennacieca Asocio Tutmonda'nın ilk kongresinin fahri başkanıydı. 1921'de, Esperanto dergisi için Esperantista Laboristo ("Esperantist işçisi") isimli makaleyi yazdı.

30 Ağustos 1935'de Moskova'da öldü. Père Lachaise Mezarlığı'na gömüldü. Nazım Hikmet'in ilk baskısı 1935'de yapılan "Taranta Babu'ya Mektuplar" kitabı Henri Barbusse'e adanmıştır. "Barbüs'ün Ateş'ini okumayan bir işçinin kafası yarımdır." demişti Nazım Hikmet.

Nazım Hikmet
"Yalnızca kendi halkının davasını görebilen kişi kendi halkına da ihanet ediyor demektir. Zira bu halkın da diğerleriyle beraber karmakarışık bir halde içine düşeceği katliamları hazırlamış olmaktadır. Değişme için çalışmayan kötülük için çalışıyor demektir. Enternasyonalist olmadan, özgürlükten yana olunamaz."