Daniel Defoe'nun 25 Nisan 1719 yılında ilk basımı yapılan ve bazı kaynaklarca ilk ingilizce kitap olan romanıdır. Kitabın orjinal adı: York'lu Bir Denizcinin, Kendi Kaleminden, Deniz Kazası ile Düştüğü Amerika Sahillerindeki Oroonoque Nehri Ağzındaki Issız Bir Adada 28 Yılını Geçirirken Yaşadığı Serüvenler ve Korsanlar Tarafından Kurtarılması.
|
Daniel Defoe |
Kitap, edebiyat seviyesinin düşüklüğü ile ilgili çeşitli eleştiriler almış olmasına rağmen, konusunun etkileyiciliği ve sürükleyiciliği sayesinde okurdan çok olumlu tepkiler almıştır. İlk çıktığı yıl dört baskı yapmış, sonraki yıllarda da okur kitlesi gittikçe genişlemiştir.
Daniel Defoe'nun kitabı, Isla Mas a Tierra adasında yıllarca yalnız yaşamış Alexander Selkirk adlı denizcinin, 1709 yılında Woodes Rogers tarafından kurtarılmasının yarattığı hayret ve ilgiden esinlenerek yazdığı söylenir.
|
Arkadaş Yayıncılık - 2005 |
|
|
|
|
Kitapta aslında Batı dünyasının sömürge tarihi ve felsefesi anlatılır. Anlatım yalındır; olay akışı, kısa kısa ve basit cümlelerle verilir. Hikaye İngiltere'nin kalburüstü ailelerinden Crusoe Ailesi'nin en küçük oğulları Robinson'un, babasının tüm itirazlarına rağmen ve biraz da inat olsun diye, garantili ancak sıkıcı hayatı terk ederek arkadaşının babasının gemisiyle denize açılması ile başlar. Bu andan sonra bir çok macera geçer başından: köle olarak satılır, kaçıp Brezilya'da çiftçilik yapar, çiftçilikten sıkılıp köle ticaretine başlamaya karar verir... Nihayetinde köle ticareti için gemi ile yolculuk yaparken gemi batar, Robinson kendini ıssız bir adada bulur. Uzun süre kurtulma ümidini kaybetmez ancak o adada tam yirmi dört yıl yalnız yaşar; sonraki üç yıl da adaya gelen yabancıların elinden kurtardığı ve Cuma ismini verdiği köle ile. Sonunda bir gün adaya gelen bir gemi sayesinde kurtulur ve İngiltere'ye döner. Kitabın orjinali, Robinson'un bir gün o adaya geri dönebileceği iması ile biter. Sonraki yıllarda yazılan ve Robinson'un Maceraları adı verilen devam kitabında da Robinson'un o adaya dönüşü anlatılır. Artık ada halkınca bir fatih ve sömürge valisi olarak tanınmaktadır. Robinson adaya kendince bir çok iyilikler, kültürüne katkılar yaptıktan sonra macera tutkusuna yine gem vuramaz ve adadan ayrılır. Madagaskar'dan, kalabalık ticaret limanlarından, Çin'in kalabalık şehirlerinden, Asya'nın ıssız yerlerinden yani o dönem İngilizlerce merak edilen her yerden geçerek İngiltere'ye döner. Bu dönüş yolu sırasında kendisini hep yüksek kârlarla ticaret yaparken izleriz: Hintlilerden afyon alır Çin'de satar, Ruslardan kürk alır Araplara satar ve bütün bu işleri sırasında hep kendi kültürünü ve dinini yerel kültürler ve dinlerle kıyaslar; Asya'nın asla Avrupa ile boy ölçüşemeyeceğine karar verir. Hatta Asyalı arkadaşlarıyla bu konularda tartışmalara girer ve onları susturmayı başarır.
|
1997 yapımı Robinson Crusoe filminin afişi |
Kitapta, yazıldığı dönemde dünya tarihini etkileyen başlıca olaylara da yer verilmiştir. Çin'i Mao dönemine kadar İngilizlerin oyuncağı yapacak olan afyon bağımlılığından, İspanyol ve Portekizlilerin Amerika'daki katliamlarından, köle ticaretinden, Ruslardan... Ancak duraklama devrini yaşayan Osmanlı İmparatorluğu'ndan hiç bahsedilmemesi ve Robinson'un Osmanlı topraklarının çevresinde dolaşıp sınırdan içeri adımını atmaması ilginçtir.
Romanın konusu, doğa-insan mücadelesinden başlayıp Avrupa'nın sömürge tarhinin irdelenmesine doğru bir kayma yaşar. İspanyol - Portekiz - Çin karşıtı fikirler romanda geniş yer bulur. Kitabın yazıldığı dönem Portekiz ve İspanyol sömürgesinin gücünün azalıp, Flemenk ve İngiltere'nin yıldızının parladığı yıllar. Dolayısıyla yazarın bir İngiliz ajanı olduğunu da göz önünde bulundurursak, İngiltere'nin politik fikirlerini dünyaya kabul ettirme yolunda kitabı kullandığını düşünebiliriz.
Kitap, dünya klasiklerinin başında gelmektedir ve altı değişik yayınevi tarafından Türkçe'ye çevrilmiştir.
Hergüne bir cümle:
Klasik, herkesin okumak isteyipte kimsenin okumadığı kitaplara verilen isimdir.
Mark Twain
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder