21 Nisan 1816'da İngiltere Yorkshire'da, Maria Branwell ve Patrick Bronte çiftinin üçüncü çocuğu olarak dünyaya gelen yazar.
Charlotte Bronte |
Bu yazarın hayatı tam bir trajedidir. Babası İrlandalı bir rahipti.Altı kardeştiler; Carlotte üçüncü çocuktu. Charlotte henüz beş yaşındayken annelerini kanserden kaybedince, çocukların bakımı teyzeleri Elizabeth Branwell'e düştü. Charlotte sekiz yaşındayken üç kız kardeşiyle beraber Clergy Doughters adlı bir okula yatılı gittiler ancak okulun sağlık koşulları o kadar kötüydü ki Charlotte iki kız kardeşini, 1814 doğumlu Maria ve 1815 dğumlu Elizabeth'i, okula başladıktan bir yıl sonra veremden kaybetti. Kendisi de hastalanınca okulu bıraktı.
Altı yıl boyunca okula gitmeyen ve evde özel ders alan Charlotte, sağ kalan diğer üç kardeşi Patrick, Emily ve Anne ile birlikte, zamanını babasının kütüphanesinde geçirmeye başladı ve kardeşlerin edebiyata olan ilgisi bu yllarda ortaya çıktı.Dört kardeş, hayali krallıklar kuruyor, bu krallıklarla ilgili hikayeler ve şiirler yazıyorlardı.
Charlotte 1831 yılında tekrar okula başladı ve Roe Head adlı okula devam etti. Hayatını şekillendiren insanlar Ellen Nussey ve Mary Taylor ile arkadaşlığı da burada başladı. Okulu o kadar sevdi ki, öğretmenlik eğitimini tamamladıktan sonra, 1835 yılında bu okula geri döndü ve dört yıl boyunca burada öğretmenlik yaptı.
Roe Head'den, babasını yalnız bırakmamak için, 1839'da ayrıldı. Birkaç yıl Yorkshire da çeşitli evlerde mürebbiyelik yaptı. Ancak eğitimine devam etmesi gerekiyordu. Bunun için kardeşi Emily ile birlikte Brüksel'e Almanca ve işletme dersleri almak için gitti. Eğitim bittikten sonra da aynı okulda çalışmaya başladı. Ancak teyzesi ölünce Yorkshire'a geri dönmek zorunda kaldılar. Yine de Charlotte'nin aklı Brüksel'de kalmıştı. Çok geçmeden, bu kez tek başına Brüksel'e geri döndü.
Çalıştığı okulun sahibi Constantin Heger'e aşık olmuştu.
Ancak Constantin Heger'in evli olması işleri karıştırdı. Brüksel'de ancak bir yıl kalabilen Charloote, 1844'te Yorkshire'a geri dönmek zorunda kaldı.
Emily Bronte |
Anne Bronte |
Döndükten sonra kardeşleri Emily ve Anne ile birlikte edebiyatla ilgilenmeye devam ettiler ve 1846'da Currer Bell, Elise Bell ve Acton Bell takma isimlerini kullanarak ortaklaşa bir şiir kitabı yayınladılar ancak kitap sadece iki adet sattı. Bu büyük hayalkırıklığına rağmen yılmayan kardeşler, bu kez tek başlarına roman çalışmalarına başladılar. Sırf bayan olduğu için kitaplarının satmayacağı inancıyla Charlotte, "Profesör" isimli kitabında da Currer Bell takma ismini kullandı ancak bu kitabı, hiç bir yayınevi basmak istemedi; kitap ancak Charlotte'un ölümünden sonra basılabildi. Aynı dönemde, gerçek ismini kullanarak yazdığı "Jane Eyre" isimli kitabı ise 1847 yılında yayınlandı ve çok büyük bir ilgi gördü. Bu kitaptan sonra yayınlanan Emily Bronte'un "Uğultulu Tepeleri" ve Anne Bronte'un "Agnes Grey" i her ne kadar yıllar sonra edebiyat çevrelerince kabul edilecek, hatta "Uğultulu Tepeler" İngiliz dilinde yazılmış en iyi kitap olarak tanımlanacak olsa da, yayınlandığı dönemde hiç ilgi çekmedi ve hatta "Uğultulu Tepeler" kaba, hantal ve yabanıl denilerek eleştirildi.
Bir yıl sonra,1848'de, ailenin tek oğlu Patrick bronşitten, Emily veremden öldü; bir yıl sonra Anne'da aynı akıbete uğrayınca Charlotte ve babası başbaşa kaldılar.1849 yılında Shirley, 1853 yılında Villette isimli kitapları yayınlandı. Haziran 1854'te babasının yardımcısı Arthur Bell Nicholls'la evlendi ve hemen hamile kaldı. Nedeni tam olarak bilinmese'de hamileliğinin dokuzuncu ayında hastalandı ve doğum yapamadan, 31 Mart 1855'te vefat etti.
Her güne bir cümle:
Hayat bir bisiklete binmek gibidir. Pedalı çevirmeye devam ettiğiniz sürece düşmezsiniz.
Claude Peppeer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder