8 Nisan 2014 Salı

Gotama Buda

MÖ 563-483 arasında Hindistan'da yaşadığı tahmin edilen ruhani öğretmen ve Budizm'in kurucusu.

Asıl adı Sidarta Gotama'dır. Sidarta, ailesinin ona verdiği isim, Gotama ise Buda'nın mensup olduğu ailenin ismidir. Prens Sidarta ya da Śākyamuni (Sakya kabilesinden gelen bilge) adlarıyla da anılır. Budistler tarafından tüm dünyada Buda olarak kabul edilir. Sanskritçe'de "uyanmış kişi" anlamına gelen Buda, peşine düştüğü yaşam ve ölümün ardındaki gerçeğin arayışı sonucu Sidarta Gotama'da oluşan ruhani aydınlanmayı anlatmak için kullanılan bir unvandır. Başka dinlerde de kutsal bir figür olarak kabul edilir. Kimi Hindu metinlerde insanları Vedik dinden soğutmaya çalışan tanrı Vişnu'nun avatarı olarak betimlenmiş, Bahailik'te ise bir peygamber sayılmıştır.

Buda
Doğum ve ölüm tarihleri kesin olmamakla beraber MÖ 483 yılında doğduğu MÖ 560 yılında öldüğü tahmin edilmektedir. Bir rivayete göre; Siddharta’nın Hindistan’ın kuzeydoğusunda bugünkü Nepal sınırının yakınlarında yer alan Lumbini’de doğmuştur. Nepal sınırının yakınlarında Kapilavastu şehrinde hüküm süren Sakya hanedanınına mensuptur. Babası Suddhodana Şakya kabilesinin kralıydı. Buda’nın kral olan babasının saray törenlerinin ihtişamlı ve abartılı olması, muhtemelen asil bir aileden gelmelerinden kaynaklanmaktaydı. Annesi Maya ve babası Suddhodana, ona “amacına ulaşan” anlamına gelen “Siddharta” ismini verdiler. Lakabı “Shakyamuni” ise kökenini belirtir ve “Shakya ailesinden gelen” anlamını taşır. Siddharta’nın doğumundan sonra onun, dünyaya egemen olacak veya acı dolu dünyaya bilgelik getirecek kişi olacağı tahmin edilmiştir.

Sidarta Gotama her şeye sahip olduğu, dünyadaki tüm sorunlardan uzak kaldığı bir sarayda yaşadı. Babası, oğlu Siddharta’nın ondan sonraki kral olmasını istemiş, oğlunun sokaklarda yaşlılığı, hastalığı ve ölümü görmemesi için kraliyet sarayından uzaklaşmasına fazla izin vermemiştir.
Sidarta Gotama 29 yaşındayken hayatın gerçekte ne olduğunu, zenginliğin, lüks hayatın hiçbir mutluluk getirmediğini, insanların yaşadıkları acıların ve önceki hayatının ne kadar anlamsız olduğunu fark etti ve Hint Tanrısı Brahma’ya hayatının sonuna kadar, kendini insanlığı acıdan kurtarmaya adayacağına söz verdi.

Shanga Topluluğu
Siddharta Buda, 29 yaşındayken tek oğlu Rahula’nın doğumundan kısa bir süre sonra, çocuğunu, karısı Yasodhara’yı ve yaşadığı şehri terk ederek çilenin ve acıların kurtuluş yolunu aramaya koyulmuştur. Altı yıl boyunca Ganj vadisinde çilekeşler gibi dolaşmış, ünlü din eğitmenleriyle bir araya gelmiş, onların yöntemlerini takip etmiş, çalışmış ve çilecilik öğretilerini sıkıca uygulamıştır. Fakat belli bir süre sonra bu dinlerin ve bilgilerinin onun amacına yönelik olmadığını anlayarak vazgeçmiştir. Onları bıraktıktan sonra, öncelikle derin düşünme teknikleriyle kendi yolunu aramaya başlamıştır. Diğer din öğretilerinin aşırılığını önlediği için bu durumu “orta yol” şeklinde tanımlamıştır.

Siddhartha Gautama’nın ölümünden sonra, hayat hikâyesi öğrencilerinden oluşan Sangha Topluluğu tarafından derlenmiş ve çok uzun bir süre sözlü olarak aktarılmıştır.